BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU-STEFAN ZWEİG-TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU-STEFAN ZWEİG-TÜRKİYE İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI
Bilinmeyen bir kadının mektubu adlı öykü kitabında ünlü roman yazarı bay R.nin yurt dışı gezisinden dönüşünde kendisini uzunca bir şekilde yazılmış isimsiz bir mektup bulur. Mektup '' sana ,beni ala tanımamış olan sana.22 cümlesiyle başlamaktadır.Gizemli kadının hayatına yazara nasıl ve ne şekilde dahil ettiğini,ona olan duygularını ve asıl önemli nokta ise onunla ama onsuz geçen on küsür yılını kaleme almıştır mektubunda
Kitap öykü tarzında yazılmış olsa da her satırında buram buram hissedilen duygu,yazarın kaleminin kuvveti,okuyucuyu hikayeye hakim kılışı nedeniyle kitap sanki 55 sayfa değilde sanki dolu dolu 300-400 sayfa kitap okumuşsunuz gibi bir hissiyat veriyor okura.Kitaba dün kitap fuarına giderken başladım ama bir yanım kitabın sonunu merak ederken bir yanımda bitmesin diye gıdım gıdım okuma taraftarıydı.Birçok yayınevinden çıkmış bir eser olsa da ben en çok Türkiye iş bankası kültür yayınlarına ait olan çevirisini beğenerek okudum .Çeviriye büyük önem verdiklerinden tereddütsüz okuyabilirsiniz . Okumayan için spoiler olabilir ama hikayenin en can alıcı kısmı benim gözümde şu kısmı olabilir '' Sadece tek bir şeyi yapmaya hep devam ettim,yaş günlerinde sana hep bir demet beyaz gül yolladım,hani o zamanlar, o ilk aşk gecemizden sonra bana hediye ettiklerinin tıpatıp aynısı olanlardan.Geçen on-on bir yıl boyunca kendine onları kimin gönderdiğini sordun mu hiç ?
''Stefan Zweig Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu (Brief einer Unbekannten) adlı uzun öyküsünü 1920'li yılların ilk yarısında kaleme aldı. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nun kadın kahramanını sadece uzun bir mektubun yazarı olarak tanıyoruz. Kadının hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için kaleme aldığı bu mektubun "gönderen"inin adı yoktur. Mektubun başında tek bir hitap vardır: "Sana, beni asla tanımamış olan sana". Kadın büyük tutkusunu hep bir "bilinmeyen" olarak, yani tek başına yaşamaya razıdır, bu aşk öyküsünde "taraflar" değil, sadece tek bir "taraf" vardır. Böylesine, gerçek anlamda aşk denilebilir mi? Zweig okurunu, bir kez daha, insan psikolojisinde eşine pek rastlanmayan bir yolculuğa davet ediyor. Bu yeni yolculuğun sonunda "mutlak aşk" kavramının şimdiye kadar bilinmeyen kıyılarına varmayı amaçlamış olması da bir ihtimal!(tanıtım özeti''
Yorumlar
Yorum Gönder