OKUMANIN TÜRÜ OLMAZ
Sıklıkla kullanmasak bile aslında yazmak istediğim yazıya aslında cuk oturacak bir atasözümüz var. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır diye. Öncelikle bu atasözü hakkında küçük bir açıklama koymakta fayda var ''her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır-her insanın kendine göre bir çalışma yolu, kendine göre bir iş yapma biçimi olduğunu belirtmek için söylenir.''
İşte bende tam bu söz üzerinden yola çıkmaya karar verdim. belki bu yazıyı yazarken sürç-ü lisan etmiş olabilirim affınıza sığınarak yazıma başlamak isterim.Her okurun kendine göre bir okuma biçimi vardır. Kimi okur bir kitabı çarçabuk okur yenisine başlarken ,kimiside onu özümseyerek aheste aheste okur. Ben bu iki kısım arasındayım .Ben bazen bir kitabı çok hızlı okuyup geçerim ki sanmayın hızlı okumakla anlaşılmaz . Aksine şuan hızlı okuma teknikleri ile okudunuz zamanı azami seviyede tutup okuma bakımından daha çok verim almanızı sağlıyor bu teknik.
Özellikle kitap okurken ekseriye yanımda kağıt ve kalem bulundurmaya çalışırım .Bazen kitapta gördüğüm bir kelime veyahut bir cümle ile karşılaştığımda o kitap ile alakalı yorum yaptığım zaman büyük kolaylık oluyor açıkcası. Bir de not almak şöyle bir avantaj sağlıyor okuduğunuz kitap hakkında size gerek yorum gerek ise özet yazmanız konusunda büyük yardımcı olabilmekte.
Asıl önemli olan unsur ise kafanızın rahat olmasıdır . Çünkü kafanız ne kadar rahat olursa kendinizi okumak için o kadar kolay şartlandıracaksınız. Bir ay 8-10 ve hatta daha fazla kitap okuyabilirken bir ay bakmışsınız bu rakam 2-3 gibi bir seviyede kalmış. Bunun asıl temeli dediğim gibi kafanız rahat olmalı.Bu ortamı kendinize sağlayabilirseniz göreceksiniz sizde kafanızdaki okuma hedefinize gelmiş ve hatta geçmiş olacaksınız
Aslında bundan da önemli nokta hayal dünyanızın ne kadar gelişmiş olduğu ile de orantılıdır . Hayal dünyanız ne kadar geniş ise kitap ile aranızda ki bağ o kadar kuvvetlenecek ki , bir bakmışsınız kendinizi satırlar arasında kaybetmişsiniz ki aslında en temel nokta da bu konudur.Çünkü kitap ile aranızda ki köprünün kaynağıdır hayal gücü
Kitabı alırım elime okumaya başladığım an gözümün önünde satırlar an be an canlanır ki bu yüzden bir kitabı dizi veyahut film olduğunda ilk an onu beğenmez üvey evlat muamelesi yaparız .Çünkü bu en doğal tepkidir. Kitap okuduğum zaman bende ister istemez bu duruma kapılıyorum ve film/dizi izlerken ''yok bu olmamış ,benim kafamdaki kişi daha iyi idi '' demiyor değilim. Bu noktada ise ne kadar kafamda kitabı filme alsam da yine de tarafsız kalmaya çabalıyorum ister istemez
Bu da şundan kaynaklanıyor. Özellikle kitap hakkında yorum -özet konusunda keza karşıma çıkan bir konu.İlk olarak kitabın bende yarattığı etkiden çok ,kitabı yazan kişi kendinden ne katmış kitaba. Kitaba ne kadar kendini katmış. Yazar kitabını yazarken aslında binlerce parçaya bölünür ve her bir parçasını da ya bir satıra,ya bir cümleye veyahut bir sayfaya saklar ki bundan dolayı bir kitaptan her okur kendince farklı duygular bulur
Aslında buna benzer bir konuda ''ben illa x türde okurum y tür beni sarmıyor ama sen nasıl okuyorsun '' şeklinde sorulan sorudur .Aslında bunun cevabı gayet basit ''kendini illa tek tür ile sınırlama . ufkun geniş olsun ki farklı bir tür kitap okuduğunda sıkılmadan rahatlıkla türler arası geçiş yapabilesin''
Uzun lafın kısası kendiniz şartlamamanız. Çünkü kendinizi kısıtlamanız yaratıcılığınıza engel olur. Hayatta başarı basamaklarından kolayca çıkmak için en temel ekenlerden biridir.Özellikle de okuma konusunda seçici değil çeşitçi olun belki de bu size geleceğin yazarlarından biri olma yolunda kapı açacak kimbilir
Yorumlar
Yorum Gönder